29.10.09

silentpain vs. chinaski

3 yorum


oyundan bir kare; slientpain gelen zarlara isyan ediyor. chinaski "ne yapim a.k" diyor.


tarih; 27 ekim 2009.

  • chinaski msn messenger vasıtasıyla silentpain'e sıkıldığını bildirir.
  • chinaski msn messenger vasıtasıyla sıkıntıdan mynet'e girip tavla bile oynayabileceğini hatta silentpain ile birlikte oynamak istediğini belirtir.
  • silentpain mynet hesabının olmadığını ancak play65 kurması şartıyla chinaski ile tavla oynayacağını beyan eder.

ve olaylar gelişir.

öncelikle play65 ile ilgili kısa bir bilgi vereyim.

play65 bilgisayarınıza kurmak kaydıyla size online olarak tavla oynama fırsatı veren küçük bir program. isterseniz gerçek para ile de bu oyunu oynayabiliyorsunuz. ancak bu konu ile ilgili detaylı bilgiye sahip olmadığımdan, gerçek parayla nasıl tavla oynandığı ile ilgili bir bilgi veremeyeceğim.

bilgisayarınıza bu programı kurmanızın ardından, kısa süren bir üyelik işlemi ile bir hesap açıp akabinde hemen tavla oynayabiliyorsunuz. giriş yaptıktan sonra istediğiniz odada ister kendiniz oyun başlatarak isterseniz başkasının başlattığı oyuna katılarak tavla ihtiyacınızı gideriyorsunuz.

buraya kadar teknik bilgiydi. şimdi bir hezimet hikayesi dinleyeceksiniz.

silentpain, play66 platformunda 1700+ puanlı bir oyuncu. yani birçok galibiyete sahip ve yüksek ihtimalle de bu puanı haketmiş.

ancak chinaski'nin play65 dünyasına girmesi ile birlikte silentpain için kabus dolu günler başlar. silentpain ve chinaski'nin ilk tavla müsabakası 5-0 chinaski galibiyeti ile sonuçlanır.

bu durumun ardından chinaski hakkı olan "taşak geçme, ezme, hava atma" gibi aktivitelerden sonuna kadar faydalanır. bu aktivitelere silentpain de gülümseyerek eşlik eder.

29 ekim 2009'in ilk saatlerinde bir karşılaşma daha gerçekleşir. chinaski bu sefer 5-2'lik net bir skorla galibiyete gitmesini bilmiştir.

oyundan bir kare; silenpain ikinci yenilginin ardından yaşadığı hüsranı dışa vuruyor, hır çıkarıyor.

ancak bu seferki oyunda, silentpain'in acemice yaptığı hamleler, mars edecek konumdayken oyunu kıl payı kazanması ve chinaski'nin attığı zarlardan sonra ağlaması gibi hareketleri chinaski'yi çok şaşırtmıştır..

1700+ puanı ile play65'de fenomen olmaya aday olan bir silentpain varken, chinaski "nasıl olurda böylesine puanlı bir insan bu kadar cahilce oynar bu oyunu?" diye kendisine sormuştur. dikkatli düşünüldüğünde gerçekten 1700+ puanın azımsanamayacak bir puan olduğu ve bu puana sahip bir tavla oyuncusunun (a.k.a bg. ply.*) esasında tavladan bu denli anlamaması garip gelecektir.

son karşılaşmanın ardından, chinaski bir yandan bu durumları kendi içinde sorgularken bir yandan da silentpain'e "biraz kendini geliştirirsen inanıyorum ki sen de iyi bir tavlacı olacaksın" gibi nasihatler eder.

ve kendi kendine tekrarlar.. "silentpain tavlayı öğrenene kadar tavla oyanamayacağıma, namusum ve şerefim üzerine yemin içerim!"

tabi bu yemini içerken bir ayağı havadadır ve haliyle yemin geçersiz sayılacaktır.

ancak silentpain bunu hiçbir zaman öğrenemeyecek.

Not: silentpain hala hayata umutla bakıyor. bunu anlamak için 29 ekim 2009/03:27 tarihli iletisine bir göz atmakta fayda var.. "Yesterday don't mean shit"

Evet dostum.. Evet!!!!

edit: imla.

sıpeşıl tenks: göstermiş olduğu ilgi ve verdiği destek için ceyyar kermit'e sonsuz teşekkürler.
_______________________________________________
*bg. ply.: backgammon player

25.10.09

bu film henüz sınıflandırılmamıştır

0 yorum
pek sevimli, pek cici film endüstrimiz, hollywood'umuzun son birkaç yıldır ısrarla güttüğü bir pazarlama stratejisi. burada "pazarlama"nın kasten kullanıldığını belirtmeme sanırım gerek yoktur. zira hollywood, sinemanın büyük ölçüde yatırım olarak algılandığı bir mecra.

bu film henüz sınıflandırılmamıştır.

başına geleceklerden habersiz, masum seyirci bu cümleyi ilk gördüğünde cidden heyecanlanıyor. büyük bir beklenti içerisine giriyor, ve söz konusu "sınıflandırılmamış" filmi büyük bir merak ile bekliyor.

buraya kadar herşey çok normal çünkü hala filmin başarılı olma ihtimali var.

zaman geçiyor ve film vizyona giriyor. filmin sınıflandırılmamış/sınıflandırılamamış olmasının
verdiği gazı boşaltmak için hedef kitle sinemaya gidiyor. ve bu kitlenin büyük bir kısmı film çıkışında "2 saat boşa gitti." ve buna benzer yorumlar yapıyor. peki bu durum hollywood'u ne kadar etkiliyor? hiç. zira film için önemli olan sinemasal başarıdan çok ticari başarıdır.

son dönemde sınıflandırılmayan filmler arasında 2012 dikkat çekiyor. roland emmerich'in pek yakında vizyona girecek yeni filmi. fragmanı itibarı ile etkileyici fakat bu abi'nin bir önceki çalışmasına göz atmakta fayda var.

the day after tomorrow; 2004 yapımı bu film BAFTA film awards'dan "en iyi görsel efekt" ödülünü kapmış, büyük ölçüde de haketmişti. imdb'ci 80,894 kardeşimiz ise totalde bu filme 6.3 gibi bir not vermiş.

yine imdb'ye baktığımızda bu filmin "action | adventure | sci-fi | thriller" şeklinde etiketlendiğini görebiliyoruz.

şimdi mühim olan konumuz ise şu, bu iki film arasında birkaç ufak detay dışında bi farklılık görülebiliyor mu? 2004'teki küresel ısınma konsepti 2012'de yerini maya takvimine bırakıyor. iyi de yapıyor zira sene itibarı ile insanlığın büyük bir bölümü bu "2012, marduk, maya takvimi" olaylarına kafayı takmış durumda.

ancak yine aynı dünyanın sonu konseptiyle karşımıza çıkan roland hemmerich'in yeni filmini sınıflandıramayan bir zihniyet var ortada. "nasıl yani?" dedim fragmanı ilk gördüğümde. bu film nasıl sınıflandırılmamış veya sınıflandırılamamış olabilir? the day after tomorrow'un aynısı değil mi abi bu?

aynen öyle.

sinemayı hemen hemen tüm sanatsal özelliklerinden arındırıp, tertemiz bir yatırım alanı yaratan hollywood, anlaşıldığı kadarıyla yaratıcı bir ticari zekaya sahip değil ne yazık ki.

tabi buradan kalkıpta "sınfılandırılmamış filmlere gitmeyin, internetten iner nasıl olsa, torrent var, warez-bb var" gibi çığırtkanlıklar yapamayacağız. sonuç olarak gözümüze gözümüze giren "zevkler ve renkler tartışılmaz" durumu, bu tarz filmler için de mevcut.

2012 Türkiye'de 13 Kasım'da vizyona girecek. film ile ilgili şimdiden yapılan bu kadar cinlik üzerine, hollywood'dan filmi tüm dünyada 12 aralık'ta vizona sokmasını beklerdim açıkcası. en azından daha etkili olurdu. hele ki "2012 - dünyanın sonu" durumunu kanıtlayabilmek için sayı toplayan bünyeler için.. aman diyeyim.

2+0+1+2 = 5.. gel de tırsma şimdi.

not: filmi izledikten sonra detaylıca bir inceleme yazısı da yazacağımdır. (bittin oğlum roland, bittin sen!)


24.10.09

mind distortion system

0 yorum

bazen ansızın bir kıvılcım, bir pırıltı bekliyorum. hani öyle bir an gelsin ki ben pat diye çözeyim dünyayı, şunu bunu. sabırsızlığıma yoruyorum tabi böyle durumları ama,

ben öyle sabırsız biri değilimdir özümde.

bazen bir "iç sesim" olsaydı diyorum. sıkıştığımda içerden versin talimatı "haklısın" diyeyim, harfiyen yapayım vs.. bu tip bir durumu da genellikle neye yoracağımı bilemiyorum.

ancak genelde böyle sapık kararsızlıklarım da olmuyor tabi ki.

bazen, "koy götüne" diyesim geliyor. diyorum da.

çok da güzel oluyor. merak etmiyorum.

zira bir gün bir bakmışım çözmüşüm dünyayı. iç sese falan gerek kalmamış (halihazır da dışardan pek çok ses yardımcı oluyor, sağolsun hepsi.) hatta bir gün, belki de gerçekten...

koyarım götüne.

hiç beli olmaz.

19.10.09

chinaski

4 yorum

chinaski artık sadece buradan konuşabilecek.

gözyaşları sel oldu aktı.

dün gece itibarı ile itü sözlük'te chinaski diye bir yazar aslında yok.

iyi yazardı. ne olduğunu anlamadık.

yazık oldu.

moderasyonun harcadığı bir yazar daha..

(bkz. asşkdjşaskdjasşjd)

12.10.09

hallelujah hristiyanların allahü ekberi'dir.

0 yorum

ve bu tespiti yapmak da bana kısmetmiş. (yer: bostancı tren istasyonu / tahminen 17.55)
 

chinaski talking! Copyright © 2008 Black Brown Pop Template by Ipiet's Blogger Template