8.4.09

slumdog millionaire - bilginin evrimi


Danny Boyle'un 8 oscarlı son filmi. istatistiki bilgi olarak hemen imdb puanını da iliştirelim; 8,6 (an itibarı ile)

Bazı çevrelerde epeyce tartışıldı filmin oscar başarısı. benim şahsi fikrim de esasında en iyi filmi almaması gerektiğidir. tabi ki bu filmi beğenmediğim anlamına gelmiyor.

Slumdog Millionaire' in çok farklı şekillerde yorumlandığına şahit olmuşsunuzdur. mükemmel bir aşk filmi diyenler oldu ya da ne bileyim sosyal içerikli bir film diyenler de oldu. bu çokyönlülük bazı kesimleri ciddi anlamda rahatsız ediyor olsa da esasında hikayenin başarısının açık bir kanıtıdır.

Bana kalırsa bu filmin aşk filmi olmak ile uzaktan yakından bir bağlantısı yoktur. Bu basit bir algı meselesidir. çok romantik biriyseniz filmin geneli boyunca en etkilendiğiniz sahne şüphesiz son sahne olacaktır örnek vermek gerekirse. ancak benim açımdan şöyle bir durum mevcut; bir filmin içerisinde "yemek" olması o filmin gastronomi ile alakalı olduğunu göstermez. böyle pek çok film mevcut. Gora mesela; kim çıkıp "gora aşk filmidir oğlum!!" diyebilir ki?

Milyoner'de aynen bu şekilde aşk üzerine oturtulmuş bir filmidir. ancak amacı kesinlikle "AŞK" değildir. Bu durumda etkili unsur sanatın subjektifliğidir tabi ki.

Bugün, slumdog millionaire'in esasında "tüketim toplumu"na çok sağlam bir eleştiri olabileceğini düşündüm. ilk bakışta komik gelebilir tabi ki. bu durumu şöyle açıklayabiliriz;

bugün, bilginin önemsizleşmesinin en büyük nedeni olarak şüphesiz internet gösterilmektedir. evet öyledir. içinde bulunduğunuz an itibarı ile herhangi bir şekilde işinize yaramayacak bir bilgiye bile ulaşmanız en fazla 10 dakikanızı alıyor. sizin de bunu biliyor olmanız, yani en basit tabirle "abi internetten bakıver" kafası, bu bilginin değerini düşürüyor.

bu filmi izleyip de benim gibi düşünen insanlar ilk etapta biraz sersemlediler diye düşünüyorum ve sonrasında şöyle birşey oldu; empati!!! evet tam olarak bu. yani ben düşündüm açıkcası böyle bir yokluğun sefaletin içinde yaşasaydım eğer ne yapardım diye. böyle bir durumda insan elde ettiği en değersiz bilgiyi bile saklama ihtiyacı hissediyor tahminimce. ve tabi ki yukarıda bahsettiğim bu "hazır yeme" mantığı da bir müddet sonra ilişkilendirme yetinizi de saçmalatıyor (zamanla yok oluyor tabi ki bu).

21.yüzyıldayız ve tam bir bilgi çöplüğünde yaşıyoruz. tek eksiğimiz elimizi uzattığımız her an elimize çarpan herhangi bir bilginin ne anlama geldiğini çözemiyor olmamız. bu farklı bir bilinç durumudur. sürü psikolojisi dediğiniz şey de az çok böyledir aslında. hani uçurumun ne olduğu bilgisine sahipsiniz, yükekliğin ne olduğu bilgisine sahipsiniz ancak bu kadar yüksekten atlayınca ne olacağını bilmiyorsunuz.

mühim olan bilgi akışını sağlamaktır.

bir sonraki dersimizde fiziki bilgi ve estetik bilgi arasın.. pardon yanlış oldu.

velhasıl; slumdog millionaire bu tarafıyla bir fight club olamaz belki ama, içerisinde bulunduğunuz derin uykudan sizi uyandırmaya yardımcı olabilir.

2 yorum:

Great dilemma on 8 Nisan 2009 21:55 dedi ki...

kankullah ben bu filmi izlemedim lakin filmin soundtracklerinden MIA bacımızın seslendirdiği paper airplanes şarkısına taptım. Bir izmir yolculuğu esnasında ilk kez dinledim. Yazın da güzel olmuş, karılarla ilgili yazılarını bekliyorum.

chinaski on 9 Nisan 2009 00:16 dedi ki...

paper planes eziyor kankoviç

Yorum Gönder

yorum yaparken kimseyi kırmamanızı, yorumlarınızı hukukî çerçeve içerisinde (taşırmadan) yapmanızı istemek zorundayım. şu an baskı altındayım ve silah zoruyla bunları yazıyorum.

 

chinaski talking! Copyright © 2008 Black Brown Pop Template by Ipiet's Blogger Template