11.4.09

toplumsal bilinç: "bi el atıver!"



insanlar içten içe mensubu oldukları toplumlara yön vermek isterler. sebebini anlayamadığım bir şekilde her insanda bu görev bilinci oturmuştur. imkanlar dahilinde bu görevi başarıyla icra edenler olduğu gibi, hiçbir halta yaramayan ve hala inatla "bir gün olacak eminim" diyebilen de pek çok insan vardır.

her toplumun belli başlı karakteristik özellikleri vardır. ingilizler mesela soğuktur, ispanyollar eğlenceli insanlardır, vs. küçük çaplı gözlemler neticesinde bu ve buna benzer çıkarımlar elde edilebilir. işte bizim de birer neferi olduğumuz türk toplumununda buna benzer bir ton karakteristik özelliği mevcuttur.

bunlardan belki de en enteresanı bozulan arabayı iterek çalıştıran yurdum insanıdır. kimileri buna "türk toplumu yardımseverdir!" şeklinde yaklaşacaktır. ancak iyi niyetli her insan başkalarına yardım etmeyi sever. ben bunun karakteristik bir özellik olduğunu düşünmüyorum. bu sebepten de arıza yapan arabayı iterek çalıştırmanın insanımıza hastalıklı bir biçimde haz verdiğini düşünüyorum.

bu işlemi gönüllü olarak gerçekleştiren her bireyin kendine göre farklı nedenleri olabilir. bu sebepten insanlar neden araba iter gibi saçma bir uğraş içerisine girmeyeceğim. benim ilgilendiğim bu durumun artık toplumsal bir bilinç haline dönüşmüş olmasıdır.

ülkenin hangi yerine giderseniz gidin, arabanız bozulduğunda muhakkak "bir el atan" bulacaksınız. bulunduğunuz ortamın yerlisi olacak bu arkadaşın yakın çevresi de saniye sektirmeden bu olaya dahil olacaktır. (resimde de görüldüğü üzere bu işlemi gerçekleştirirken hepsinin yüzünde ayrı bir gülümseme olduğunu göreceksiniz).

yanlış hatırlamıyorsam bir deterjan reklamında da bu konuya değinilmişti. arabayı iten bi grup erkek (üzerlerinde de ne hikmetse bembeyaz kıyafetler ile) çamura saplanmış bir arabayı iterek kurtarmaya çalışırken, ansızın araba kurtuluyor adamların üstü başı çamur içinde kalıyor ve buna rağmen gülücükler, "ne iyi insansınız/insanız" edaları ile el sıkışıyorlardı falan filan.

sadece bu reklam bile durumun artık kollektif bir bilinç haline geldiğini göstermektedir. bu artık gelenek - görenek boyutunda insanların zihinlerine yerleşmiş bir olgu haline gelmiştir.


işin en enteresan taraflarından bir diğeri de bu işlemin olumlu bir sonuç vermediği durumlardır. böyle durumlarda insanlar bildiğiniz telaş yaparlar "abi niye olmuyo motorda mı bi problem var acaba?" gibi. sonra ekstra insanlar aranır, çağırılır. ve ne hikmetse bu tip durumlarda kimsenin aklına servisi aramak falan da gelmez. bildiğim kadarıyla gelişkin toplumlarda (aslında gelişmiş/az gelişmiş olarak ayrım yapmamak gerek) bu tarz durumlarda araba kurtarma servisleri hemen aranır ve olaydan anında kurtulabilirsiniz.

bu işlevin türkiye de gerçekleşememesinin sebebi de sanırım hizmet sektörünün tam anlamıyla verimli bir şekilde çalışamıyor olmasıdır. mesela arabanız bozulmuştur ve siz servisi ararsınız. servis sizi 3-4 saat bekletebilir. türkiye'de "anında müdahale" anlayışı gelişmediği, tepki olarak insanlar böyle bir bilinç geliştirmiş olabilir. bu durumun sebebi buysa şaşırmam açıkcası.

bütün zorluklara rağmen araç içerisinde bulunduğu zorlu durumdan kurtarılırsa eğer, o an itibarı ile insanların yüzündeki zafer ifadesi ve toplumun bilinçli ve faydalı bir üyesi olmanın verdiği hazzı iliklerinize kadar yaşayabilirsiniz.

ne olursa olsun bu kötü birşey değildir. vurgulamak istediğim durumun barındırdığı mizahtır.

not: yazacak birşeyler arıyorken bu fikri veren sevgili dostum barış'a (mistir loba loba) ve iyi niyetli türk insanına teşekkür ederim.

yazı bittiğinde "deep purple - lay down, stay down" çalıyor idi.

2 yorum:

Ihsahn on 11 Nisan 2009 16:28 dedi ki...

takdire şayan. ilk fotoğraftaki sansür de mükemmel abi :)

chinaski on 11 Nisan 2009 16:35 dedi ki...

sansür şart kimseyi töhmet altında bırakmak istemem :) hem böylesi pozitif oluyo. pozitif sansüre karşı değilim ben şahsen.

Yorum Gönder

yorum yaparken kimseyi kırmamanızı, yorumlarınızı hukukî çerçeve içerisinde (taşırmadan) yapmanızı istemek zorundayım. şu an baskı altındayım ve silah zoruyla bunları yazıyorum.

 

chinaski talking! Copyright © 2008 Black Brown Pop Template by Ipiet's Blogger Template